ÇOK EŞLİLİK VE İSLAM?

3 hafta önce, ANASAYFA


ÇOK EŞLİLİK VE İSLAM?

İslam’da çok eşlilik meselesi, zaman zaman farklı yorumlarla ele alınan bir konudur. Ancak bu meseleye Kur’an-ı Kerim’in ortaya koyduğu çerçevede ve sünnet anlayışı içinde yaklaşmak gerekmektedir. İslam’da evliliğin temel esası tek eşliliktir ve ancak zaruret durumlarında birden fazla evlilik için ruhsat verilmiştir. Tarihte Çok Eşlilik Çok evlilik bazılarının zannettiği gibi İslâm’la başlayan bir uygulama değildir. İslâmiyet’ten önce Babil, Mısır, Yunan, İran, Çin ve Hint gibi birçok toplum ve medeniyette görülen çok evlilik, İslâmiyet’ten sonra da diğer medeniyetlerde varlığını sürdürmüştür. Çok evliliğin dince meşru kabul edilmesi İslâm’la vücuda gelmiş de değildir. Çok evlilik, Brahmanizm ve Zerdüştlük gibi Doğu dinlerinde meşru kabul edildiği gibi, Yahudilik ve Hristiyanlıkta da onu yasaklayan bir hüküm mevcut değildir. Bilakis, Kitab-ı Mukaddes’te Hz. İbrahim, Hz. Yakub, Hz. Davud ve Hz. Süleyman (aleyhimüsselâm) gibi bazı peygamberlerin çok kadınla evli olduklarından bahsedilir. (Kitab-ı Mukaddes’te çok eşlilikle ilgili örnekler için bkz. Tekvin 16:1-4, 29:21-30; 2. Samuel 5:13; 1. Krallar 11:3.) Cahiliye döneminde de taaddüd-ü zevcât Araplar arasında yaygın bir uygulamaydı ve herhangi bir sınırlama olmaksızın istismar edilmekteydi. O dönemde erkekler zevceleri üzerinde tam hak sahibi olduğundan, kadınlar kocalarının vefatıyla, onun vârislerine miras kalıyordu. Çok kadınla evlenmek, daha çok ekonomik imkânlar ve sosyal statüyle ilgili bir mesele olup, güç ve servetin bir göstergesi sayılıyordu. Bu dönemde çok eşlilik, aynı zamanda kabileler arasındaki ittifakları güçlendirmek ve nüfus artışını teşvik etmek için de kullanılan bir yöntemdi. Bu uygulamalar, kadının bireysel haklarını büyük ölçüde sınırlandırmış ve onu bir mülk gibi değerlendiren anlayışı pekiştirmiştir. (Cahiliye döneminde kadınların miras yoluyla aktarılması hakkında daha fazla bilgi için bkz. Watt, W. Montgomery. “Islamic Revelation in the Modern World”, Edinburgh University Press, 1969.) Nisa Suresi ve Adalet Şartı Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de çok eşlilik meselesini şöyle açıklar: “وَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تُقْسِطُوا فِي الْيَتَامَىٰ فَانْكِحُوا مَا طَابَ لَكُمْ مِنَ النِّسَاءِ مَثْنَىٰ وَثُلَاثَ وَرُبَاعَ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تَعْدِلُوا فَوَاحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰ أَلَّا تَعُولُوا”“Yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, o hâlde hoşunuza giden kadınlardan iki, üç veya dört tane nikâhlayın. Eğer (aralarında) adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o hâlde bir tane ile yetinin veya sahip olduğunuz (cariyelerle evlenin). Bu, adaletten sapmamanız için daha uygundur.”(Nisa Suresi, 4:3) Bu ayetten de anlaşılacağı üzere, İslam’da çok eşlilik serbest bir uygulama değil, belirli şartlara bağlı bir ruhsattır. Burada asıl vurgu, eşler arasında adaletin sağlanmasıdır ve adaletten sapma ihtimali varsa tek eşlilik önerilmektedir. Çok Evlilik Bir Sünnet midir? Birden fazla kadınla evlenmek, bazı zorunluluk durumları için ruhsat olarak verilmiştir. Ancak bu, herkesin uygulaması gereken bir sünnet veya ibadet değildir. Çok eşlilik bir farz olmadığı gibi, sünnet veya ibadet de değildir. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), hayatının büyük bir bölümünü Hz. Hatice validemizle ile tek eşli olarak geçirmiştir. Daha sonraki evliliklerinin çoğu ise siyasî ve toplumsal zorunluluklardan kaynaklanmıştır. O’nun evlilikleri, şahsî arzularına dayalı değil, İslam toplumunun düzenlenmesi açısından stratejik bir değere sahiptir. Dolayısıyla kimse dört kadınla evlenmeyi sünneti yerine getirme veya bir ibadet olarak göremez. İslâm’da Çok Eşlilik Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), Müslüman olan sahabelere dörtten fazla olan eşlerini boşamalarını söylemesi, çok evliliğin Cahiliye döneminde sınırsız bir şekilde uygulandığını göstermektedir. Mesela, Kays b. Hâris, nikâhı altında sekiz kadın varken Müslüman olunca, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) ona eşlerinden dört tanesini seçmesini emretmiştir. İslâmiyet, çok evliliği yasaklamamış ancak onu dört eş ile sınırlandırarak ve belirli şartlara bağlayarak düzenlemiştir. Bediüzzaman Said Nursî (1877-1960), İslâm’ın çok evliliğe getirdiği düzenlemeyi şöyle özetlemiştir: “Dörde kadar evlilik; tabiata, akla, hikmete uygun olmakla beraber, şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, sekizden, dokuzdan dörde indirmiştir.” (Münazarat) İslâm’ın çok evliliği meşru kılmasının temelinde, zina ve fuhşiyatın önlenmesi, nüfusun meşru surette artması, himayesiz kalan kadınlara sahip çıkılması ve kadın nüfusunun arttığı dönemlerde kadınların ırz ve namuslarının korunması gibi hikmetler bulunmaktadır. İslâmiyet, birden fazla evliliği yasaklamamış ancak dört kadınla sınırlandırarak ve belirli adalet şartlarına bağlayarak disiplin altına almıştır. Böylece aile yapısının sağlam temeller üzerine oturtulması, kadınların mağdur edilmemesi ve sosyal denge sağlanması amaçlanmıştır. İslâm’ın çok eşliliği meşru kılmasının altında çeşitli hikmetler yatmaktadır: İslâm, çok eşliliği teşvik eden bir din değildir; ancak bazı toplumsal zorunluluklar ve tarihî şartlar nedeniyle bu uygulamaya belirli kurallar çerçevesinde izin vermiştir. Çok eşliliğin meşru bir ruhsat olarak görülmesinin altında yatan başlıca sebepler şunlardır: 1. Savaş Zamanlarında Kadınların Korunması İslâm’ın doğduğu dönemde ve sonrasında gerçekleşen savaşlar nedeniyle erkek nüfusu azalmış, birçok kadın dul ve sahipsiz kalmıştır. Bu gibi durumlarda kadınların korunması, mağdur edilmemesi ve toplumda yalnız bırakılmaması için çok eşlilik bir çözüm olarak değerlendirilmiştir. Erkeklerin savaşlarda hayatlarını kaybetmesi, kadınların ekonomik ve sosyal açıdan zor duruma düşmesine neden olmuş; bu da çok eşliliğin bir tür sosyal güvence olarak ortaya çıkmasına yol açmıştır. 2. Yetim Kızların ve Dul Kadınların Korunması Kur’ân-ı Kerîm’de Nisâ Suresi’nde yetimlerin haklarının korunmasına özel vurgu yapılmıştır. O dönemde yetim kalan kız çocuklarının ve dul kadınların mallarına haksız yere el konulması gibi durumlar yaşanıyordu. İslâm, yetimlerin ve sahipsiz kadınların korunmasını sağlamak için, onlara karşı adaletli davranma şartıyla çok eşliliğe ruhsat vermiştir. Bu uygulama, kadınların ekonomik açıdan mağdur olmasını önlemek ve onları güvenli bir aile ortamında yaşatmak amacıyla getirilmiştir. 3. Toplumun Sosyal Dengesini Koruma Tarih boyunca bazı toplumlarda kadın nüfusunun erkek nüfusuna oranla fazla olması, kadınların dul kalması veya evlenme ihtiyacı içinde olması gibi sebeplerle çok eşlilik bir çıkış yolu olarak değerlendirilmiştir. Bu gibi durumlarda kadınların evlenememesi, onların ekonomik ve sosyal haklarının ellerinden alınmasına sebep olabilmektedir. Çok eşlilik, bu tür sosyal dengesizlikleri gidermeye yönelik bir düzenleme olarak görülmüştür. 4. Zinanın ve Fuhşiyatın Önlenmesi İslâm, toplumun ahlâkî değerlerini korumayı ve iffetin muhafaza edilmesini ön planda tutmuştur. Çok eşlilik, evlilik dışı ilişkilerin ve gayrimeşru doğumların artmasını engelleyerek, toplumsal düzeni sağlamayı hedefleyen bir ruhsat olarak değerlendirilmiştir. Zina ve fuhuş gibi olumsuzlukların yaygınlaşması, bireysel ve toplumsal ahlâkı zedelerken, meşru nikâh yoluyla çok eşliliğe izin verilmesi, bu tür problemlerin önüne geçmek için bir tedbir olarak sunulmuştur. 5. Nüfus Dengesinin Sağlanması Savaşlar, doğal afetler veya çeşitli felaketler nedeniyle erkek nüfusunun azalması, toplumda kadınların sahipsiz kalmasına sebep olabilir. Böyle durumlarda, kadınların güvence altına alınması ve nüfus dengesinin korunması için çok eşlilik bir çözüm yolu olarak değerlendirilmiştir. Örneğin, 2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da kadın nüfusunun erkek nüfusuna oranla çok daha fazla olduğu ve bu durumun ciddi sosyal problemlere yol açtığı bilinmektedir. 6. Kadınların Irz ve Namusunun Korunması Kadın nüfusunun erkeklere oranla fazla olduğu dönemlerde veya toplumsal düzenin bozulduğu kriz zamanlarında, kadınların korunması büyük bir sorun olmuştur. Çok eşlilik, kadınların daha güvenli bir şekilde yaşamasına, sahipsiz kalmamasına ve onların ırz ve namuslarının korunmasına yönelik bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır. İslâm, bu ruhsatı verirken kadınların istismar edilmesini engellemek için adalet şartını öne sürmüş ve erkeklerin bu konuda sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri gerektiğini belirtmiştir. İslâm’daki çok eşlilik anlayışı, keyfi bir uygulama değil, belirli şartlara bağlı olan bir ruhsattır. Kur’ân-ı Kerîm’de Nisâ Suresi 4/3’te geçen emir, erkeklerin diledikleri gibi çok eşlilik yapmalarına izin vermez; aksine adaletli davranma şartı getirilerek sınırlandırılmıştır. Eşler arasında adalet sağlanamayacağı endişesi varsa, tek eşle yetinilmesi tavsiye edilmiştir. Çok evliliğe karşı çıkılmasının temelinde yatan yanlış bir anlayış, İslâm’ın her erkeğe dört kadınla evlenmeyi emrettiği yönündedir. Oysa İslâm’da çok evlilik, bir zorunluluk değil, sadece bir ruhsattır. Çok evlilik ancak adaletin sağlanabileceği durumlarda caizdir. Adaletin sağlanamayacağı düşünülüyorsa, tek eşle yetinilmelidir. Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin iki hanımı olur, birine daha fazla meylederse, kıyamet gününde bir tarafı çarpık olarak gelir.” (Tirmizî, Nikâh, 11) Günümüz Şartlarında Çok Evlilik Dinde poligamiyi tecviz edenler, bunu bir ruhsat olarak görmüşlerdir. Ancak bugün sosyal yapı değişmiştir ve İslam, sadece belirli bir döneme değil, bütün zamanlara hitap eden bir dindir. Günümüzde savaşların azalması, kadın haklarının gelişmesi ve sosyal güvenlik sistemlerinin varlığı gibi nedenlerle çok eşliliğin gerekliliği büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. İslam’da ruhsatlardan çok azimetler (en ideal ve en üstün yol) tercih edilmelidir. Gerçekten gerekli mi? Ruhsatı kullanma şartları var mı? Kişi samimi olarak bunları değerlendirmelidir. Evliliğin Asıl Gayesi: Şefkat ve Hayat Arkadaşlığı Kur’an-ı Kerim, evliliğin temelinde sevgi ve merhametin olduğunu bildirir: “وَمِنْ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَٰجًۭا لِّتَسْكُنُوٓا۟ إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةًۭ وَرَحْمَةً ۚ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَأَيَٰتٍۢ لِّقَوْمٍۢ يَتَفَكَّرُونَ”“Sizin için nefislerinizden eşler yaratması, aranıza sevgi ve merhamet koyması, O’nun (Allah’ın) ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”(Rum Suresi, 30:21) Evlilik, sadece fiziksel bir birliktelik değil, ruhî ve zihinsel bir ortaklık olarak da görülmelidir. Kadın ve erkek arasındaki en temel bağ, şefkat, sevgi ve sadakattir. Çok Eşlilik Dini Bir Emir Değildir İslâm, çok evliliği serbest bırakmakla beraber, onu belirli şartlara bağlamış ve istismar edilmesini engellemiştir. Çok evlilik, ideal bir evlilik modeli olarak değil, bazı sosyal ihtiyaçları gidermek için verilen bir ruhsat olarak değerlendirilmelidir. Bazı Batılı toplumlarda evlilik dışı ilişkilerin yaygınlaşması, zina ve gayrimeşru çocukların artışı gibi sorunlar göz önüne alındığında, çok evliliğin sosyal ahlâk açısından bir çözüm önerisi sunduğu görülmektedir. Nitekim 2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da kadın nüfusunun erkek nüfusuna oranla çok daha fazla olduğu ve bu durumun ciddi sosyal problemlere yol açtığı bilinmektedir. Sonuç olarak, İslâm, çok evliliği bir zorunluluk hâline getirmemiş, ancak toplumsal ihtiyaçları gözeterek belirli şartlarla müsaade etmiştir. Bu ruhsatın kullanılmasında şahısların durumları, sosyal çevre, adalet ve ahlâkî sorumluluklar dikkate alınmalıdır. Kur’an-ı Kerim, çok eşliliği kesin bir emir olarak getirmemiş, ancak adalet şartına bağlayarak ruhsat vermiştir. Adaleti sağlama endişesi varsa, tek eşlilik önerilmektedir. Çok eşlilik bir sünnet veya ibadet değildir. Kimse bu ruhsatı kullanarak kendisini daha dindar gösteremez. Evliliğin asıl gayesi, şefkat ve hayat arkadaşlığıdır. Kadın ve erkeğin birlikteliği, sadece bu dünyaya değil, ahiret hayatına da uzanan bir yol arkadaşlığı olmalıdır. Bu nedenle, İslam’ı doğru anlamak, dini istismar etmekten kaçınmak ve ruhsatları suiistimal etmemek gerekir. Çok eşlilik, geçmişte bazı zorunluluklarla sınırlı kalmış bir ruhsat olup, bugünün dünyasında bu şartlar geçerli olmadığı sürece esas olan tek eşliliktir. İslam’ın ruhunu kavrayan bir Müslüman, dinin özünü koruyarak, adalet ve merhamet esasına göre hareket etmelidir.


Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorum yapan sen ol!
Yorum Yap